G
Gözde Ulukan
Misafir
İnsan Kaynakları Dünyası'nın nabzını tutan
New HR Summit 2025'te,
Konuşmasına "Çalışan deneyimini tasarlarken nasıl kalıcı iz bırakırız?" sorusuyla başlayan Er, içinde bulunduğumuz çağın hız çağı olduğuna dikkat çekti. Bu hızın, iş hayatında da "tüketelim ve sıradakine geçelim" refleksini yarattığını belirterek, "Hız çağı bu derinlikten ne götürüyor?" sorusunu gündeme taşıdı.
Nurullah Er, Seneca'nın "Mutluluk hızlı hazlarda değil, kalıcı anlamda ve erdemde gizlidir" sözünden hareketle, çalışan deneyiminin tüketilecek bir şey olmadığını; aksine, kalıcı anlam oluşturma yolculuğu olduğunu vurguladı. Ona göre deneyim, "sessizce güven biriktiren bir süreç" olarak tanımlanıyor ve kalıcı bağlılık ancak bu anlam kurulduğunda ortaya çıkıyor.
Turkcell'in bu noktada benimsediği üç temel yaklaşımı aktaran Er, bunları "insan odaklılık", "kişiselleştirilmiş deneyim" ve "dijitalleşme" olarak sıraladı. Çalışanların 24 saati düşünülerek tasarlanan bu deneyimde, yan hakların kişiselleştirildiğini, dijitalleşme tarafında ise odağın "hayatı kolaylaştırmak" olduğunu paylaştı.
"Anlam, jestin büyüklüğünde değil, ihtiyaca dokunan doğru hareketlerde gizli" diyen Er, bu anlamın üzerine oturması gereken en önemli kavramın ise güven olduğunu vurguladı. Çalışanların "söylenenle yapılan aynı, söz tutuluyor, emeğim adilce değerlendiriliyor ve dürüstlük var" diyebildiği noktada güven inşa edildiğini ifade etti.
Güveni kalıcı kılmanın yolunun gerçek ihtiyaçlara odaklanmaktan geçtiğini belirten Nurullah Er, iletişim odaklı her adımın güvene yatırım anlamına geldiğini söyledi.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
, Crenvo İK'nın ev sahipliğinde başladı. Gün boyunca insan kaynaklarında dönüşen yaklaşımlar ve global trendler, yerli ve yabancı uzmanların bilgi ve deneyimleriyle katılımcılarla paylaşılacak.New HR Summit 2025'te,
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Çalışan Deneyimi Direktörü
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
"Çalışan Deneyiminde Kalıcı İzler Bırakmak" adlı sunumuyla sahnedeydi.Konuşmasına "Çalışan deneyimini tasarlarken nasıl kalıcı iz bırakırız?" sorusuyla başlayan Er, içinde bulunduğumuz çağın hız çağı olduğuna dikkat çekti. Bu hızın, iş hayatında da "tüketelim ve sıradakine geçelim" refleksini yarattığını belirterek, "Hız çağı bu derinlikten ne götürüyor?" sorusunu gündeme taşıdı.
"Mutluluk hızlı hazlarda değil, kalıcı anlamda ve erdemde gizlidir"
Nurullah Er, Seneca'nın "Mutluluk hızlı hazlarda değil, kalıcı anlamda ve erdemde gizlidir" sözünden hareketle, çalışan deneyiminin tüketilecek bir şey olmadığını; aksine, kalıcı anlam oluşturma yolculuğu olduğunu vurguladı. Ona göre deneyim, "sessizce güven biriktiren bir süreç" olarak tanımlanıyor ve kalıcı bağlılık ancak bu anlam kurulduğunda ortaya çıkıyor.
Turkcell'in çalışan deneyiminde benimsediği yaklaşımlar
Turkcell'in bu noktada benimsediği üç temel yaklaşımı aktaran Er, bunları "insan odaklılık", "kişiselleştirilmiş deneyim" ve "dijitalleşme" olarak sıraladı. Çalışanların 24 saati düşünülerek tasarlanan bu deneyimde, yan hakların kişiselleştirildiğini, dijitalleşme tarafında ise odağın "hayatı kolaylaştırmak" olduğunu paylaştı.
"Anlam, jestin büyüklüğünde değil, ihtiyaca dokunan doğru hareketlerde gizli" diyen Er, bu anlamın üzerine oturması gereken en önemli kavramın ise güven olduğunu vurguladı. Çalışanların "söylenenle yapılan aynı, söz tutuluyor, emeğim adilce değerlendiriliyor ve dürüstlük var" diyebildiği noktada güven inşa edildiğini ifade etti.
Güveni kalıcı kılmanın yolunun gerçek ihtiyaçlara odaklanmaktan geçtiğini belirten Nurullah Er, iletişim odaklı her adımın güvene yatırım anlamına geldiğini söyledi.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.