Yapay zeka hayatımıza çok hızlı girdi. Aslında yıllardır her alanda vardı ancak biz farkında değildik. Birçok kararın, yönlendirmenin arkasında onun olduğunu hiç bilmiyorduk.
Yapay zekayı, öğrencilerin ödevlerini ona yaptırmasıyla fark ettik. Sonrasında gayet başarılı içerik yazarlığı yapabildiğini, iyi bir tasarımcı olduğunu, bir sunu dosyası hazırlayabildiğini, dahası istediğimiz içerikte videolar bile üretebildiğini gördük.
Bu bizi önce çok sevindirdi. İşler kolaylaşmıştı. Eğlenceli diğer işlere daha fazla zaman harcayabilirdik. Fakat sonra fark ettik ki bunu herkes yapabiliyordu. Sizin uzmanlığınızın fazla bir önemi kalmamıştı.
Bu defa ayakta kalabilmek, kendimizi farklı gösterebilmek için nelere yatırım yapmamız gerektiği endişesi sardı. Bu sorunun cevabı aslında en can alıcı bölüm. Fakat kapsamlı bir yazıya ihtiyaç duyduğundan şimdilik onu geçiyorum.
Yapay zeka insan ürünü… Biz nasıl programlar isek o da o yönde hizmet edecektir. Sorun şu ki geçmiş tecrübeler insanın nasıl bir canavara dönüşebileceğinin örnekleri ile dolu. Nükleer, biyolojik ve kimyasal kitle imha silahları insanoğlunun eseri değil mi?
Aslında bu tür bilimsel çalışmalar hep askeri amaçlı olarak başlamıştır. Nükleerde de internetin ilk kullanımında da ve son olarak yapay zekanın geliştirilmesinde hep askeri amaçlar öne çıkmıştır.
Hep insanlık için yararı öne çıkartılan yapay zekanın hangi “üst akıl” tarafından tarihin en büyük silahına dönüştürülmeyeceği konusunda kim emin olabilir?
En korkutucu uyarı, yapay zekanın babası kabul edilen Geoffrey Hinton’dan geldi geçen ay. Hinton, yapay zeka çalışmalarını bırakıp emekliliğini istedi.
Yapay zekanın gelişimi geometrik… Birkaç yıl öncesine bakın, geldiğimiz noktayı anlayın… Geleceği öngörebilmek çok kolay değil…
Sorun yapay zekada değil. Onu geliştiren insanın hırslarında… Yapay zekanın algoritmasını tanımlayan esfel-i sefilin bir insan olduğundan, belki de “Eyvah!” demeye bile zaman olmayacak…
İşin daha vahim tarafı, yapay zeka sürekli öğreniyor, kendini geliştiriyor. Öğretmeni yine insan, kullandığı bilgi ise internet çöplüğü…
Yapay zekanın ürettiği içerikler başlangıçta bizi çok heyecanlandırdı. Ancak şimdi birçoğunun gerçek dışı, yanlı ve algıya yönelik olduğu görülüyor.
Gösterdiği internet kaynaklarının da kendi üretimi olduğu zaman zaman görülebiliyor. Daha da vahim olanı kendisi dezenformasyonu yapıyor, insanlar buna güvenerek kullanıyor, bu içeriği aynı yapay zeka yeniden ve yeniden kullanarak, girdisini ve çıktısını kendisinin ürettiği bir kısır döngüye giriyor.
Zaten fazla güven vermeyen dijital kaynaklar, hızlı bir şekilde, tam bir çöplüğe dönüşüyor.
Dünyada birçok devlet, yapay zeka konusunda yasal değişikliklere gidiyor. Müthiş bir panik havası var. Ama asıl fırtına daha yeni başlıyor…
Yapay zekayı, öğrencilerin ödevlerini ona yaptırmasıyla fark ettik. Sonrasında gayet başarılı içerik yazarlığı yapabildiğini, iyi bir tasarımcı olduğunu, bir sunu dosyası hazırlayabildiğini, dahası istediğimiz içerikte videolar bile üretebildiğini gördük.
Bu bizi önce çok sevindirdi. İşler kolaylaşmıştı. Eğlenceli diğer işlere daha fazla zaman harcayabilirdik. Fakat sonra fark ettik ki bunu herkes yapabiliyordu. Sizin uzmanlığınızın fazla bir önemi kalmamıştı.
Bu defa ayakta kalabilmek, kendimizi farklı gösterebilmek için nelere yatırım yapmamız gerektiği endişesi sardı. Bu sorunun cevabı aslında en can alıcı bölüm. Fakat kapsamlı bir yazıya ihtiyaç duyduğundan şimdilik onu geçiyorum.
Yapay zeka insan ürünü… Biz nasıl programlar isek o da o yönde hizmet edecektir. Sorun şu ki geçmiş tecrübeler insanın nasıl bir canavara dönüşebileceğinin örnekleri ile dolu. Nükleer, biyolojik ve kimyasal kitle imha silahları insanoğlunun eseri değil mi?
Aslında bu tür bilimsel çalışmalar hep askeri amaçlı olarak başlamıştır. Nükleerde de internetin ilk kullanımında da ve son olarak yapay zekanın geliştirilmesinde hep askeri amaçlar öne çıkmıştır.
Hep insanlık için yararı öne çıkartılan yapay zekanın hangi “üst akıl” tarafından tarihin en büyük silahına dönüştürülmeyeceği konusunda kim emin olabilir?
En korkutucu uyarı, yapay zekanın babası kabul edilen Geoffrey Hinton’dan geldi geçen ay. Hinton, yapay zeka çalışmalarını bırakıp emekliliğini istedi.
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.
Hinton, yapay zekadan kaynaklanabilecek tehlikeler konusunda birçok uyarıda bulundu. Şu an yapay zekanın bizden daha zeki olmadığını ancak yakında olabileceklerini düşündüğünü söyleyen Hinton, “Ben yapmasaydım başkaları yapardı” diyerek kendini avuttuğunu da ekledi. İşte size birinci elden, işin tam odağında yer alan uzmanından uyarılar…Yapay zekanın gelişimi geometrik… Birkaç yıl öncesine bakın, geldiğimiz noktayı anlayın… Geleceği öngörebilmek çok kolay değil…
Sorun yapay zekada değil. Onu geliştiren insanın hırslarında… Yapay zekanın algoritmasını tanımlayan esfel-i sefilin bir insan olduğundan, belki de “Eyvah!” demeye bile zaman olmayacak…
İşin daha vahim tarafı, yapay zeka sürekli öğreniyor, kendini geliştiriyor. Öğretmeni yine insan, kullandığı bilgi ise internet çöplüğü…
Yapay zekanın ürettiği içerikler başlangıçta bizi çok heyecanlandırdı. Ancak şimdi birçoğunun gerçek dışı, yanlı ve algıya yönelik olduğu görülüyor.
Gösterdiği internet kaynaklarının da kendi üretimi olduğu zaman zaman görülebiliyor. Daha da vahim olanı kendisi dezenformasyonu yapıyor, insanlar buna güvenerek kullanıyor, bu içeriği aynı yapay zeka yeniden ve yeniden kullanarak, girdisini ve çıktısını kendisinin ürettiği bir kısır döngüye giriyor.
Zaten fazla güven vermeyen dijital kaynaklar, hızlı bir şekilde, tam bir çöplüğe dönüşüyor.
Dünyada birçok devlet, yapay zeka konusunda yasal değişikliklere gidiyor. Müthiş bir panik havası var. Ama asıl fırtına daha yeni başlıyor…
Aykut GÜL
Ziyaretçiler için gizlenmiş link,görmek için
Giriş yap veya üye ol.